• Liar by Isaac Asimov
    Teknopoli - Yeni Dünya Düzeni

Yasama, Yürütme ve Yargıda Çoğulculuk ve Çoğunlukçuluk Uygulamaları

Demokrasi, Abraham Lincoln’ün tabiri ile “halkın, halk tarafından, halk için yönetilmesi”dir[1] ve bu yönetimin de, “iktidar”ı tecezzi şekli esas alınan  Montesquieu’den beri -asla diktatoryaya dönüşmesin diye- yasama, yürütme ve yargı şeklinde üçe ayrılması bir genel kabul halini almıştır.

Demokrasiyi oluşturan bu erklerde meşruiyetin kaynağı halkın temsili önemlidir ki buna demokratik meşruiyet denir; erkin demokratik meşruiyetini, oluşumunun ne kadarının halk tarafından ve doğrudan yapıldığı belirler. Demokratik meşruiyet için demokrasinin erklerinden her birine, halkın, mümkün olduğu kadar doğrudan seçimlerle temsilci/üye belirlemesi gerekir. Demokratik meşruiyet adına temsil mekanizması kurulurken hangi erkte nasıl bir sistem uygulanacağı problemi ortaya çıkar. Demokratik meşruiyet adına temsilde, temelde iki demokratik model vardır: (1) Adına çoğulculuk (pluralizm) dediğimiz, herhangi bir konu veya oluşumda çeşitliliğin ve buna bağlı olarak birçok görüşün/unsurun tesir ve temsilini esas alan temsil mekanizması ve (2) adına çoğunlukçuluk (majoriteryanizm) dediğimiz, sadece çoğunluktaki görüşün oluşumda var olması diğerlerin temsil edilmemesini esas alan temsil mekanizmasıdır. Günümüzde temsil mekanizmalarında tercih edilen yönteme göre demokrasiler “çoğunlukçu demokrasi” veya “çoğulcu demokrasi” şeklinde adlandırılmaktadır. Halbuki gerçek bir demokraside çoğunlukçuluk veya çoğulculuk, bir bütün olarak demokrasinin/demokratik yapının değil, demokratik erklerin vasıfları ve sıfatları olabilir. Çoğulculuk ve çoğunlukçuluk prensiplerinden her biri, demokrasinin üç erkinin demokratik meşruiyet doğrultusunda oluşumunda, yani halkın demokratik erklerde temsilinde ayrı ayrı uygulanması gereken temsil mekanizmalarıdır. İşte tam bu noktada soru, hangi erkte hangi temsil mekanizmasının uygulanacağı/uygulanması gerekliliğidir. Bu soruya demokrasinin doğası ile uyumlu ve sağlıklı bir cevabı tespit edebilmek ve ortaya koyabilmek için, her bir erkin demokratik düzen içindeki var oluş amacını, tarifini bilmek gerekmektedir.

Gerekçelerini hemen peşinden açıklamak şartı ile, sonda söyleyeceğim hükmü başta söylemek isterim: Demokrasinin üç erkinden yasama ve yargı erklerinin oluşumunda çoğulculuk; yürütme erkinin oluşumunda ise çoğunlukçuluk prensipleri birer temsil mekanizması olarak uygulanmalıdır.

Gerekçelerine gelince…

Yasama, “Genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma” [2] anlamında yasa yapma, yasa koyma, yasa değiştirme, yasa kaldırma ve denetleme yapma görevi bulunan demokratik erktir. Bunun için de beraber bir arada yaşama iradesi göstererek bir arada yaşayan ve kavramının doğası gereği heterojen insan topluluğundan oluşan toplumun tümü üzerinde geçerli olacak yasaların, toplumun en geniş ve  alabildiğine çeşitli heterojen bileşenlerinin katılımı ve temsili ile hazırlanması gerekir. Bu çeşitliliğin yasama erkinin doğası gereği oluşumuna yansıması gereği, aynı zamanda bir temsil mekanizması olarak çoğulculuğu elzem ve kaçınılmaz kılar. Çünkü erkin oluşumunda gerekli ve şart olan  çeşitlilik ancak çoğulcu bir temsil mekanizmasının uygulanması ile mümkündür. Çoğulculuk yerine çoğunlukçu bir temsil mekanizmasını yasama organının oluşumunda uyguladığımızda ise, yasama erkinin var oluş amacı ve işlevlerinin aksine, çeşitliliğin sağlanamadığı ve dolayısı ile amacın ve demokratik meşruiyetin sakatlandığı bir yasama erki ortaya çıkar. Toplumun heterojen bileşenleri yasama erkinde gereği gibi temsil edilemedikleri için kendilerini dolaylı ya da doğrudan ilgilendiren yasama faaliyetlerine, temsil ve müzakere süreçlerine katılamayacaklardır. Böylesi bir yasama erkinin, erkin demokratik amacına ters düştüğü gerçeği bir tarafa, gereken temsil mekanizması ile oluşmadığı için demokratik meşruiyetine de halel gelmiş olacağı açıktır.

Yargı, yasama organı tarafından yapılan yasalara göre, tarafsız ve bağımsız mahkemelerce “bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar”ı[3] ortaya koyma ve yasama ve yürütme erklerinin hukuki denetimini yapma yetkisi olan erktir. Bu yönüyle bazen insanlar hakkında geri dönüşü ve telafisi olmayan hayati kararlar verme yetkisi de olan bir erktir. Tek sesli, tek görüşlü olması durumunda verilen kararın sıhhati tartışmalıdır. Bunun içindir ki pek çok hukuk sisteminde idam cezaları en az üç kişilik bir mahkeme heyetinin oybirliği ile verilir. Hukuki kararı alan hakimler heyetinin -heyet içinde sayısal ağırlığı teşkil etmesine müsaade edilmeksizin- farklı kaynaklardan ve dünya görüşlerinden gelen üyelerden oluşması, verilen kararın isabet yüzdesini ve sıhhatini arttırır.

Birbirine benzemez hakimlerin verdiği kararın sıhhati, çoğunlukçuluk yöntemi ile seçilmiş, birbirine benzeyen, üstelik bayağı benzeyen hakimler heyetinin verdiği kararın sıhhatinden çok daha fazladır. Mantık basit: sayısal ağırlığı ve üstünlüğü kimsenin veya hiçbir fikri grubun tek başına sağlayamadığı çok sesli bir yapıda, salt çoğunluk şartına uyularak verilmiş bir karar mı daha sağlıklı olur, yoksa bütün üyelerin veya üyelerin çoğunun birbirine benzediği, sayısal ağırlık veya üstünlüğü bir zümrenin tek başına sağladığı tek sesli bir yapıda verilmiş bir karar mı?

Hiç şüphesiz, sayısal ağırlığı ve üstünlüğü kimsenin veya hiçbir fikri grubun tek başına sağlayamadığı çok sesli bir yapıda, salt çoğunluk şartına uyularak verilecek bir kararda hakimler heyetinin karar öncesi hukuki müzakereler sürecinde birbirlerini ikna etmek için kullanacakları argüman ve jargon salt -evrensel anlamda- hukuki olacaktır. Bu da kararın sıhhatini arttıran bir etkendir. Buna mukabil bütün üyelerin veya üyelerin çoğunun birbirine benzediği, bir grubun ya da zümrenin tek başına salt çoğunluğu sağlayabilecek sayısal ağırlık veya üstünlüğe sahip olduğu tek sesli bir hakimler heyetinin karar öncesi hukuki müzakere süreçlerinde argüman ve jargonların salt hukuki olması beklenemez; daha ziyade ideoloji, nepotizm, siyaset vb. hukuk dışı nosyonların etkili olması beklenebilir. Bütün bu sebeplerle yargı erkinin oluşumunda uygulanması gereken temsil mekanizması çoğunlukçuluk değil, çoğulculuktur.

Yürütme erki, yasama erkinin belirlediği yasalar çerçevesinde ve yargı erkinin hukuki denetimi altında, demokratik sistem içinde başta hükümet olmak üzere, “merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi”[4] ile oluşan ve uygulama yapan, icra ile yetkili erktir. İcra ve uygulama ise en ideal anlamı ile tekil irade ile yapılabilecek işlerdir. İradenin bölündüğü ve çeşitlendiği durumlarda, yani idarenin çoğul bir kimlik kazandığı durumlarda icra ve uygulama işlerini yerine getirmek güçleşecektir; zira iradenin çoğul bir yapıya bürünüp çeşitlenmesi, bir komplikasyon olarak yürütme erkinde, yani idarede şizofreniye (idari şizofreni), ya da en hafif tabirle idareyi oluşturan farklı iradeler arası bir idari iç çatışmaya yol açması kuvvetle muhtemeldir.  Bu da yürütme erkinin oluşumunda temsil mekanizmalarından çoğunlukçuluğun uygulanması gerekliliğini ortaya koyar. Yürütme erkinde icra ve idare için daha işler ve ideal olan tekil irade ancak yürütme erkinin oluşumunda çoğunlukçu bir temsil mekanizmasının uygulanması ile sağlanabilir. Yürütme erkinin oluşumunda çoğulcu temsil mekanizması uygulamaya kalkarsanız, çok başlılıktan ötürü -ideal anlamda- “idare” edemez, bir karar alıp uygulayamazsınız.


[1] “[…] government of the people, by the people, for the people […]” Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. Başkanı Abrahamn Lincoln’ün 19 Kasım 1863 tarihli  “Gettysburg Address” (Gettysburg Hitabesi) isimli konuşmasından. (http://en.wikipedia.org/wiki/Gettysburg_Address)

 

[2] Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük, “Yasama” maddesinin ikinci anlamı. (http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=yasama)

[3] Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük, “Yargı” maddesinin ikinci anlamı.(http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=yarg%c4%b1)

[4] Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük, “Yürütme” maddesinin üçüncü anlamı.(http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=y%c3%bcr%c3%bctme)

2018 2019 2020 Ahmet Mümtaz Taylan Baltasar Kormakur Bediüzzaman Chris Hemsworth Crime Drama Dermot Mulroney Diane Kruger Disleksi Dislexia Dizi Drama Emin Alper Enikonu Her Konu Extraction film Kenan İmirzalıoğlu Kendimce Kitap Kitap Tanıtımı Mehmet Özgür Melisa Sözen Müfit Kayacan Netflix Postmodern Romania Said Nursi Sam Hargrave Sam Sheppard Series Sessiz Oda Sinema Tema BALCI Tiyatro Turkey Türk Ugur BALCI Uğur Balcı Yalvaç Anadolu Lisesi Zerrin Tekindor zihni Zihni Açık İngilizce

Bookmark the permalink.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir